Güneş doğarken yoga yapmak çok güzel. Sadece güneş battıktan sonra sabah ne yaptığımı hemen yoga sonrası kadar net hatırlayamıyorum. Araya çok şey girdi gibi geliyor tüm günü devirince.
Bu sabah da yine tek bildiğim seri olan Shadow Yoga’nın 1. prelüdünü yaptım. Neler olmuştu, hmm? Evet. Biraz düşününce hatırlamaya başladım. Prelüdün hareketleri niyetlendiğim sayıdaki tekrarlarda akıp, gidiyor. Artık beşinci günde olduğumuz için, tekrarlara gücümün ve nefesimin yettiğine ikna oldum. Kaytarmak kesinlikle söz konusu bile olmuyor. Hatta bazen birkaç tekrar daha atıveriyorum araya. Araya sürpriz parantezler koyarak şaşırtıyorum sevgili vücudumu. Parantezler o günün odak kas grubuna uygun sunulan seçmeli menü olarak kaslarımı ve zihnimi besliyor. Prelüd ise fix menü olarak servis ediliyor her gün, temel besin.
Sabah uyanmaları da yaz sıcağı dolayısıyla şükran duyulası bir serinlikte yoga yapmamı sağladığı için, uyanınca vakit kaybetmeden geçiyorum yoga odasına. Bugün yaz sıcağının en sevdiği arkadaşı yaz esintisi ortalarda görünmedi. O nedenle güneşle yarıştık. Hatta göz göze bakıştık azıcık. Henüz turuncu elbiselerini giyiyordu. Ama sonra samapadada her yeri turuncu benekli görünce bu bakışmanın pek iyi bir fikir olmadığına kanaat getirdim.
Şimdilik seyir normal görünüyor. Henüz bir aydınlanma falan yok. Dalga geçmek serbest mi? Aslında bu aydınlanma konusu beni biraz güldürüyor. Sanırım tedirgin oluyorum, o nedenle. Ben aydınlanmaya değil de aydın kalmaya inanıyorum. O da tutti vritti non troppo olunca mümkün benim için. Yani zihnimi bulandıran düşünceleri vücudum hareket ede ede susturduğunda. Nedir bana bunu düşündüren bilemedim, işte belki de henüz aydınlanamadığım içindir. Nasıl anlarız aydınlandığını birinin mesela? Ya da aydınlandım diyen birine ne demişler de ikna olmuş? Ya da belki gerçekten aydınlananlar bu konuda hiç konuşmamayı mı tercih ediyor? Açıkcası bu sorulara cevap beklemiyorum. Sadece kendi kendime sorarken siz de şahit oldunuz. İlerde bir gün aydınlanmak nasip olursa, size de anlatırım. Ya da çok aydınlandığım için hiç konuşmamayı tercih ederim. Tam ergen Fatoş tarzı bu sonuncusu.
Benim yoga çalışmalarımdaki öncelikli odağım genelde beden-zihin uyumu oluyor sanırım. Nefes can simidim. Hepsi eşit derecede önemli, ama bazen biri diğerinden daha fazla ilgi istiyor.
Bugün Kurmastanada ellerim beni dinlemedi, atıverdiler kendilerini dışa doğru. Daha dikkatli girebilirim harekete yarın. Navasana yaparken mula bandhalara odaklandım. Çok daha kolay havalandı omurum yerden. Hani göbek deliğinin aşağısında pek çalışmayan kaslar var ya, benim o kaslar yeni yeni canlanıyor. Yoga sonrası hissediyorum “Bizi iyi çalıştırdın, aferin.” diye söyleniyorlar. “Bunu her gün yap, bak nasıl güçleneceksin.” diyorlar. Beden-zihin bağlantısı tamam mı kaptan?
Aydınlanır da kendine saklarsan darılırım vallahi 🙂 Bayılıyorum yazılarına canım Fatoş. Sen hep yaz işallah 🙂
BeğenLiked by 2 people
Seninle aramızda olan özel durumdan dolayı bence aydınlanırsak kesin aynı anda olur :D. Ben de senin yazılarına, kendi iç konuşmalarına bayılıyorum. Her bir yazını ailecek beğenerek okuyoruz. Bir gün yazmayı bırakırsan, ben de sana “Niye yazmadın?” dersem şaşırma, bil ki okumayı özledim.
BeğenBeğen
mektup yazarım ben sana yahu, sen yeter ki iste ❤ hislerimiz karşılıklı Fatoşcuğum, ikna oldum 🙂 beraber aydınlanacağız!
BeğenBeğen
Şşştt, ilk aydınlanan tüyoları versin!!
BeğenLiked by 1 kişi
Bakalım ilk şanslı kişi kim olacaktı? ( insert gizemli müzik, nırı nırı nırı:) :DDD
BeğenLiked by 1 kişi